Genel Yayın Yönetmenimiz Necil Ülgen ile dört soru, dört cevap...
"Gencecik, zengin, bir o kadar haylaz futbolcu topluluğunu iki sert mizaç ile yönetemezsiniz" "Aziz Yıldırım’ın futbolculara tavrı biliniyor. Hiç olmazsa hocanın yüzü biraz gülsün"
1 Fenerbahçe’de ortalık toz duman. Takım üst üste başarısız sonuçlar alıyor, yönetim ne yapacağını şaşırmış durumda, taraftar da umutsuz ve yılgın... Bu durumdan nasıl çıkılır?
Fenerbahçe’nin sezona kötü başladığı yıllar daha önce de oldu ama hiç bu kadar kötüsü olmamıştı son yıllarda. Taraftarı huzursuz eden ise başarılı sayılabilecek yıllarda bile kaçan iki şampiyonluktan sonra bu sene için hiç ümit besleyememeleri. Üstelik takım da umut vadecek bir çaba gösteremiyor şu ana kadar. Gördüğüm kadarı ile taraftarın yaşadığı panik havası takım içinde de var. Futbolcu her maça “ya bunda da başarısız olursak” korkusu ile çıkarsa o takımdan verim almanız çok zorlaşır. Fenerbahçe yönetiminin yapması gereken, bir an önce takımdaki futbolcuların kendine güvenini tesis etmesi.
2 Zico, futbolculara karşı çok yumuşak davranıyor diye eleştiriliyor, oyuncularının Brezilya usulü doğum günü kutlamasında kafasında yumurta kırmasına izin verdiği için yerden yere vuruluyordu. Aragones ise sert, katı, disiplinden taviz vermez bir görüntü içinde. Başarı için hangisi gerekli?
Aragones, disiplinli mi ben gerçekten şüphe duyuyorum ya da benim disiplin anlayışım bu değil. Asık suratlılık ile disiplin arasında dağlar kadar fark vardır bana göre ama İspanyol’un bu tavrını illaki disiplin olarak algılayacaksak, ben tavrımı Zico’dan yana koyarım. Nedeni de futbolcu denilen, gencecik, zengin ve bir o kadar da haylaz bir topluluğu iki sert mizaç ile yönetemezsiniz. Başkanın futbolcuya zaman zaman çok sert davrandığı bilinmeyen birşey değil. O zaman futbolcu Samandıra’da güleç bir yüz görmek ister. Fenerbahçe, Zico’yu göndererek denge unsurunu da kaybetmiş oldu. Zico’nun gönderilmesi yanlıştı demiyorum ama futbolcuyu anlayacak bir hocanın gelmesi doğrusuydu diyorum. Bir takımı hem sahada hem saha dışında iki Aziz Yıldırım yönetmemeli.
3 Geçen sezon, “Türkiye’nin en kaliteli kadrosuna sahip, uzak ara şampiyon olmalı” denilen Fenerbahçe’den bir tek Aurelio gitti, Kezman gönderildi. Karşılığında Emre, Güiza, Burak, Josico alındı. Şimdi ise kadronun çok yetersiz olduğu iddia ediliyor. Hangisi doğru? Takviyeye ihtiyaç var mı?
Var. Hem de kesinlikle var. Josico müzmin sakat. Onunla sezon boyu için hiç bir plan yapma şansınız yok. Bir tek Aurelio gitti deniliyor ama o çok önemli bir futbolcuydu. Süper star değildi belki ama dişlinin en önemli parçalarından biriydi. Şöyle düşünmek lazım; Fenerbahçe takımı bir tek Alex’in olmadığı maçlarda çok zor anlar yaşadı. Yani bir tek Alex diyoruz ama Alex önemli bir parça, Aurelio da öyle önemli bir parçaydı. Tamamlayıcıydı. Fenerbahçe, Emre’den henüz istediği verimi alamadı. Sakatlıklar, takımın içinde bulunduğu sıkıntılar Emre’yi de etkiliyor. Ve unutmamak gerekir ki, geçen yıl kaliteli kadro denilen takım daha bir arada oynama fırsatını da bulamadı. Ama yine de takımın öncelikli olarak ihtiyacı moral ve sevgi.
4 Fenerbahçe’nin başında Aragones, Galatasaray’ın başında Skibbe, Beşiktaş’ın başında ise Mustafa Denizli. Sizce hangi hocanın çalıştırdığı takım şampiyonluğa daha yakın?
Galatasaray yönetimi “Skibbe gitsin” diye elinden geleni yapıyor ama Alman hoca da direndikçe direniyor. Elbette sonuca bir şekilde ulaşacaklardır. Ben, Skibbe ile yolların o ya da bu şekilde ayrılacağını tahmin ediyorum. Ama bu süreç ne kadar sürer, neler yaşanır onu bilemem. Aragones ile Fenerbahçe’nin başarılı olma şansını zor görüyorum ama Sarı-Lacivertli yönetimin teknik direktör değişikliği yapabilme ihtimalini de zayıf görüyorum. Bu durum da Denizli’li Beşiktaş’ı avantajlı kılıyor. Beşiktaş, Denizli’yi takımın başına getirmekle en akıllı işi yaptı bana göre.
Necil ÜLGEN